29 Ocak 2015 Perşembe

02 - TÜMCELER - ORUÇ ARUOBA ( yürüme 3 )


TÜMCELER

Yazar ağırlıklı olarak deniz, çiçek ve boğaz üzerine yazmış. Sonlarda bir de "Takvim-i Ragıp" diye bir takvim var onda mevsimsel olaylar tarihlerine göre verilir. Bu takvimden epeyce alıntı
da vardı. Takvimi pek bilen yoktur dedem her yıl alırdı bu yüzden biliyorum. Takvim dediysem bilinen takvimlere benzemeyen bir yapısı vardı. Elementlerin simgesinden ülkelerin uluslararası plaka koduna, illerin plaka ve telefon koduna varana kadar vardı. Başkentler var mıydı hatırlamıyorum.

Yazar doğayla ilgili birisi sanırım çünkü özellikle bahçe çiçekleri hakkında güzel yazabilmiş. Bilmeyen insan böyle yazamaz bana göre. İlgilenmeyen, emek vermeyen bir şey hakkında böyle duygular geliştiremez.


Beklentilerimi karşıladı mı desem cevabım hayır olurdu. Hakkında o kadar olumlu şeyler duydum ki bu yüzden beklentimi yüksek tuttum sanırım.


Yine de okuması zevkli ve ara ara mola verip düşündüren akıcı güzel bir dili vardı.




Neyiz ki biz:-

Rüzgar çoktan ters taraftan esmeğe başlamışken
kıyıya vuran gecikmiş dalgalardan başka...      S.16

Denize akan, ama sularını bulut ve yağmur olarak gerisingeriye alamayan bir ırmak gibi    S.22


En yoksul toprak bile

tohum doludur.      S.25

Yalnızlık idman gerektirir.      S.44


Deniz de bakım istiyor          artık: Orman sa koruma            Yeryüzü de, merhamet!     S.61


Gün olur, katettiğin yol boyunca tek bir güzellik çıkmaz önüne: gözüne çarpan ne varsa, çirkindir, sakildir, kirlidir, çamurludur        oysa gideceğin yerde senin geleceğini bilerek bekleyeceğini bildiğin tek bir güzellik ( temiz ve arı ) varsa, an gelir, yüreğin doluverir, ona doğru yoldayken.     S.62


Nasıl, gelmeyeceğini bildiğini beklemen "bilgelik sevgisi" idiyse, geleceğini bildiğini beklemen de, sevginin kendisidir.     S.66


Verimli bir çaresizlik      

olabilir mi?...      S.66

Ay'ı biçimlendiren, görünen değil, görünmeyen yanıdır.      S.94


Gelmeyeceğini bildiğini beklemen, 'bilgelik sevgin' idiyse, ve, geleceğini bildiğini beklemen, 'sevginin kendisi' idiyse; İşte, gelmek üzere yolda olduğunu söylemek için arayanı beklemen de, 'mutluluk'tur...      S.95

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder