26 Mayıs 2015 Salı

26 - YÜRÜME - ORUÇ ARUOBA ( yürüme 1 )

YÜRÜME


Sayfa Sayısı:  222 Sayfa
 BASKI:  8. Baskı
           Ocak 2012
 YAYIN EVİ:  Metis Yayınları


Toplamda üç kitap başlığı olan ve bu başlıkların içinde de alt başlıkları olan kitabımız; biz, yer yön yol ve kişi başlıklarında oluşuyor. Bana en yoğun olan kitabı gibi geldi. Yine durarak düşünerek okunabilecek küçük şiirler tarzında yazılmıştı. Birçok yerde tekrarlara düşmüş hissi uyandırıyor ve bir cümleyi olabilecek her türlü yazmaya çalışmış gibi görünüyordu.

Bir üçlemeyi sondan başlayıp okumak ters gibi görünse de Aruoba okurken pek de anlamsızlık ifade etmiyor. okurken
birbirinin devamı olmadığını hatta üçlemenin bile yayım tarihleri farklı ( ben yayımlanma tarihine göre başlamıştım okumaya ) olan bir seri diyebiliriz.

Okurken yarıda bırakmak diğer serilerde hep bir ayağı boşlukta kalmış hissi uyandırsa da bunda öyle değildi. Hem felsefe hem de gündelik hayatla ilgili bir okuma isteyenlere kesinlik tavsiye ederim Aruoba okumalarını. Bu kadar dedikodu yeter biraz da alıntı yapayım.


Tutsaklıklara bağlamışız özgürlüğümüzü.
Gündüz yarasalarıyız biz.      S.14

Bütün dert, ötekilerle birarada yaşamak zorunda olup, birarada yaşamaya dayanamamızdadır.
S.24

Hep, olmamız gerektiğini düşündüğümüz kendimiz ile -hep biraz 'şaşarak'- olmakta olduğumuzu gördüğümüz kendimiz arasındaki aykırılık, sanki, orası burası delik bir şemsiyeyle sağanak altına çıkmışız gibi bir etki bırakır üzerimizde.      S.27

Acıları bile anılara dönüştürürüz biz.      S.30

Tek bir yön tutturamamış olmanın acısını çekeriz hep, ama, aslında, o 'tek' yön, olsaydı -bulunsa, bulunabilseydi- sonumuz olurdu.      S.37

Uygar kişi dağınıklık içinde düzenli olabilen insandır. Kendini aşırı 'tertiplilik' içinde kurutmayan; ama, 'gelişigüzellik' içinde de boğulmayan insan.      S.49

Alışılmışa alışamayan insandır temelde uygar kişi.      S.52

Yerleşik kişinin düşünceleri de durağan olur.      S.73

Kişi, yoldaş diye, ancak kendi ulaşabildiği yerlere varabilecek, daha ileriye yürüyemeyecek kişiler seçiyorsa, kendisi de duruyor demektir.      S.75

Salt arayan kişi, ne yönü, ne yolu, ne yeri, bulabilir.      S.81

Bir yaşam, bir yönün bir yol olup olamayacağının deneme sürecidir.      S.135

Her yol
kişiye varıyor sonunda,
kişinin kendisine...
-"Roma"ya değil,
kişiye çıkıyor
her yol.

Nasıl etmeli de?
her yolun çıkacağı
bir yer olmalı?

"Roma" kadar
engin, derin, karmaşık;
yüksek, geniş, dolambaçlı
olmakla, herhalde...      S.146


Kişi, bilgisi hep eksik kalandır.      S.180

Unutma: Gördüğün her ışık noktası, içinde bir kişinin oturduğu bir odanın lambası olmasa bile, üstünde bir kişinin yürüdüğü bir sokağın lambasıdır -ya da yürüyeceği...      S.199

Kişi, yeri gelince, kendine boşverebilendir...      S.200

Özgürlük, kişi için, kendini her an alıp götürebilme olanağıdır.      S.202

Kişi amacından emin oldukça, 'gerçekleşme' önemli değildir - onun gücü, amacının gerçekleşmeyeceğinden de emin olmasındadır.      S.212

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder